21. Hukuk Dairesi
2015/14674 E., 2016/10365 K.
Davacılar murisinin, iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
KARAR
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere, kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle maddi zarar hesabı sırasında bakiye ömürlerin PMF tablosu yerine Dairemizce itibar edilmeyen TRH-2010 tablosundan tespit edilmesi hatalı olsa da bu hususun açıkça temyize konu edilmemesine göre davalı şirket vekilinin tüm, davacılar vekilinin ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine.
2-Dava, 21.06.2012 tarihli iş kazasında vefat eden sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Mahkeme,maddi tazminat istemlerinin reddine, davacı eş için 75.000,00-TL, davacı çocuk için 10.000,00-TL, davacı anne ve baba için ise ayrı ayrı 25.000,00’erTL manevi tazminatı davalıdan tahsiline karar vermiştir.
Gerek 818 sayılı Borçlar Kanununun 47 .maddesi, gerekse 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile sigortalı yakınlarına verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir.
O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez ve yine 22.06.1966 gün 1966/7-7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de açıklandığı üzere zarar görenin müterafik kusurunun varlığı halinde bu durumun manevi tazminatın takdirinde göz önünde bulundurulması gerekir.
Bu açıklamalar sonrasında somut olayda; tarafların sosyal ekonomik halleri, tarafların kusur durumu ile iş kazası tarihi gözetildiğinde davacı çocuk … için hükmolunan 10.000,00-TL manevi tazminatın az olduğu bellidir.
Bunun yanında iş kazaları Borçlar Hukuku yönünden bir haksız fiil olup tazminat alacağı olay anında ortaya çıkar. Bu kapsamda temerrütün olay tarihinde gerçekleştiği gözetilerek hüküm altına alınan tazminatlara da zararlandırıcı olayın (iş kazasının) gerçekleştiği tarihten itibaren yasal faiz yürütülmesi gerekir.
İnceleme konusu dosyada davacılar için talep olunan tazminatlara olay tarihinden yasal faiz istenmiştir. Halin böyle olmasına göre Mahkemece hüküm altına alınan tazminatların olay tarihinden faizi ile tahsiline karar verilmesi gerektiği açık olup karar yerinde bu hususun göz ardı edilmesi de doğru olmamıştır.
O halde, davacılar vekilinin bunları amaçlayan temyiz itirazı kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davalıya yükletilmesine, 21.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.