Uzman Görüşünün Önemi

UZMAN GÖRÜŞÜNÜN İÇERİĞİ
 Özellikle İş Mahkemelerinde,    “UZMAN GÖRÜŞÜ” nün   önemli bir ispat vasıtası olacağı kuşkusuzdur.UZMAN GÖRÜŞÜ’ne başvuran taraf  iddiasını yasal bir delil ile güçlendirmiş olacaktır.İş davalarında İŞ KAZASI  MADDİ  TAZMİNAT VE ÖLÜMLÜ  İŞ KAZALARINDA HAK SAHİPLERİNİN AÇTIĞI  DAVALARDA  “UZMAN GÖRÜŞÜ”nün önemi büyüktür.İş Mahkemelerin de işinin uzmanı ve yeterli tecrübeye sahip olmayan  ve güncel Yargıtay içtihatlarını  gözetmeyen  ve  İş Mahkemelerin de   vekillik  dahi   yapmamış  kişilerin “bilirkişi olarak”  tayini  neticesinde  hatalı ve yetersiz bilirkişi raporları sık sık  verilmektedir.Bu durumlarda, tarafların öncelikle  bilirkişi raporunu  bir bilen  uzmana inceletmeleri  ve  eksikliklerin tesbiti  halinde bilirkişi raporuna itiraz etmeleri gerekmektedir.

Devam eden  yargılamada, yasalara ve Yargıtay içtihatlarına Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun  yerleşmiş  içtihatlarına  uygun  ve Yargıtay’ın benimsediği tazminat hesaplama  yöntemince düzenlenmiş uzman görüşü raporu ile yerel mahkemece seçilen bilirkişinin  tanzim ettiği bilirkişi raporundaki eksikliklerin  tespit olunması, olması gereken güncel tazminatın hak kayıplarını   gideren bilimsel mütalaayı içeren YARGITAY DENETİMİNE   ELVERİŞLİ  UZMAN GÖRÜŞÜ ile bilirkişi raporları arasında OLUŞAN FARKLILIĞIN SEBEBLERININ  GÖSTERİLMESİ neticesinde yerel mahkemenin  yeniden bilirkişi tayin ederek raporlar arasındaki farklılığın giderilmesine karar   vermesi sağlanacaktır.

Bu durumda  mahkeme  itiraz süresi içinde yapılan itirazı ve giderek uzman görüşü-raporunu  değerlendirerek, yeni bir bilirkişiye dosyanın verilerek önceki  rapordaki eksikliklerin tamamlanmasını ve yetersiz bilirkişi raporundaki hususların tamamlanmasıyla yargıtayca benimsenen yönteme uygun rapor tanzimi yoluna gidilmesi sağlanmış olacaktır.
UZMAN GÖRÜŞÜ MAHKEMEYİ BAĞLAR MI?
Bilirkişi raporu ve Uzman Görüşü–Uzman Mütalaası takdiri delillerden, olup her ne kadar  mahkemeyi bağlamaz ise de;
hukuksal sorunun çözümünde hakime yardımcı olacak UZMAN GÖRÜŞÜ’nün bilirkişi raporuyla çelişmesi halinde ve yargıtay içtihatlara uygun olarak farklılıkları   göstermesi  durumunda  mahkemenin bu çelişkiyi gidermesi gerekmektedir.
Uzman Görüşü –Bilimsel Mütalaa;
İş Kazası ve Meslek Hastalığından Kaynaklanan Maddi ve Manevi Tazminat Davaları işçinin uğradığı iş kazası ve meslek hastalıkları sonucu ortaya çıkan cismani zararların tazmini için maddi tazminat davalarında talep olunan   geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik dönemine ait maddi zararların hesaplanması  ve ölümlü iş kazası  ve trafik kazalarında geride kalan hak sahipleri eş çocuklar anne ve babanın maddi tazminatlarının  hesabında buyük önem arzetmektedir.
Kısacası, UZMAN GÖRÜŞÜ, maddi tazminat davalarında bilirkişilik müessesesinin yetersiz kalan yönlerini giderebilecek çok önemli  yasal bir alternatif olacaktır.
Uzman Görüşü’ne değer verilmesi ve raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi hakkında Yargıtay Kararı;
Yargıtay  11. Hukuk Dairesi        
2015/10467 E.  2016/5052 K.
Taraflar arasında görülen davada … Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 21.05.2015 tarih ve 2014/126-2015/77 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının 24/04/2012 tarih, 2012/02870 sayılı 1, 2 ve 3 no’lu tasarımlarının yenilik ve ayırt edicilik vasıflarına haiz olmadığını ileri sürerek, tasarımların hükümsüzlüğü ile sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı iddialarının yersiz ve ispattan yoksun olup, müvekkili tasarımlarının yeni ve ayırt edici olmadığını ispata elverişli bulunmadığını, tasarımların tescil şartını taşıdığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanılan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu tasarımların genel karakter, detay özellikleri itibariyle zaten daha önce sunulmuş tasarımlar kapsamında kaldığından yeni ve ayırt edici olmadığı, davalı tarafça bilirkişi raporundan sonra sunulan uzman raporuna itibar edilmediği zira, uzman raporunda, bir takım detay farklılıklarının öne çıkartıldığı buna göre, karşılaştırılan sonraki tarihi taşıyan tasarımla aradaki farkların ortaya konduğu oysa, daha sonra tescillenen bir tasarımın önceki tasarımın yani dava konusu tasarımın yeniliğini bozamayacağı gerekçesiyle, davanın kabulü ile 2012/02870/1, 2, 3 sıra no’lu çoklu tasarımların hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmaması ile dava konusu … no’lu çoklu tasarım belgesi ile tescilli 3 no’lu tasarımın yenilik ve ayırt edicilik vasfına haiz olmadığının belirlenmiş olmasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, davalı adına çoklu tasarım belgesi ile tescilli tasarımların hükümsüzlüğü istemine ilişkin olup, mahkemece benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda dava konusu çoklu tasarım belgesinde yer alan 1 ve 2 no’lu tasarımların da hükümsüzlüğüne karar verilmiştir. Ancak, davalı tarafça bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi verilmiş ve ekinde uzman görüşüne dayanılmıştır. Bu durumda, mahkemece, uyuşmazlık konusu 1 ve 2 no’lu tasarımlar bakımından davalının rapora itirazlarının karşılanması ve bilirkişi raporu ile uzman görüşü arasındaki çelişkinin giderilmesi için 6100 sayılı HMK’nın 293. madde hükümleri de nazara alınmak suretiyle inceleme ve değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 04.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.