UZMAN GÖRÜŞÜ-HUKUKİ MÜTALAA
Özellikle İş Mahkemelerinde, “UZMAN GÖRÜŞÜ”nün önemli bir ispat vasıtası olacağı kuşkusuzdur. Uzman görüşüne başvuran taraf iddiasını yasal bir delil ile güçlendirmiş olacaktır. İş davalarında, İŞ KAZASI MADDİ TAZMİNAT VE ÖLÜMLÜ İŞ KAZALARINDA HAK SAHİPLERİNİN AÇTIĞI DAVALARDA, “UZMAN GÖRÜŞÜ”nün önemi büyüktür.
İş Mahkemelerinde işinin uzmanı ve yeterli tecrübeye sahip olmayan ve güncel Yargıtay içtihatlarını gözetmeyen ve İş Mahkemelerinde vekillik dahi yapmamış kişilerin “bilirkişi olarak” tayini neticesinde hatalı ve yetersiz bilirkişi raporları sık sık verilmektedir. Bu durumlarda, tarafların öncelikle bilirkişi raporunu bir bilen uzmana inceletmeleri ve eksikliklerin tesbiti halinde bilirkişi raporuna itiraz etmeleri gerekmektedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 293. maddesine göre yargılamanın taraflarının “Gerek özel ve teknik bilgiyi gerektiren hususlarda ve gerekse hukuki sorunlar ile ilgili olarak her zaman “uzman görüşü”ne başvurulabileceği kabul edilmiştir.”
“Taraflar, dava konusu olayla ilgili olarak, uzmanından bilimsel mütalâa–yazılı danışma özel bilirkişi raporu alabilirler.”
Bir başka deyişle uzman görüşü şu şekilde açıklanabilir; “Davacı ve davalı tarafın mahkeme önünde ve yine mahkemenin tayin ettiği bilirkişi dışında, uzmanından (deneyimli uzman bir bilirkişiden) bilimsel nitelikli yazılı görüş alması ve bu bilimsel Yargıtay içtihatlarına uygun görüşlerin bir rapor halinde düzenlettirerek iddia ve savunmalarını güçlendirdikleri ve ispata çalıştıkları hukuksal bir belgedir.”
Bu yazılı belge/rapor ile mahkemede görülen somut uyuşmazlığa ilişkin yargısal içtihatlara uygun çözüm bulunur. Davacı veya davalı görülmekte olan davasında uzman görüşüne başvurabilir.
Mahkemece hükmün verilmesinde en önemli etken olan bilirkişi raporundaki eksikliklerin giderilmesi ve hak kayıplarının önlenmesi ve rapordaki yetersizliklerin hataların nereden ve neden kaynaklandığı ve Güncel Yargıtay içtihatlarında belirlenen hususlara aykırılığının neden kaynaklandığını mahkemeye göstermek için tarafların uzman görüşüne başvurmaları çok önemli olup hukuki mütalaa–uzman görüşü raporu hazırlatılması taraflara büyük maddi yararlar sağlayacaktır.
Yargılamanın tarafları mahkemenin ara kararı olmaksızın, iddia ve savunmalarının ispatı için, yargılamanın her aşamasında uzman görüşüne başvurabilirler.
Mahkemece tayin olunan bilirkişinin–bilirkişi heyetinin hazırladığı rapora itiraz süresi HMK’de 2 hafta olarak tayin olunduğundan, yargılamanın önceki safhalarında uzman görüşü-özel bilirkişi tazminat raporu alınması önemli olmaktadır.
UZMAN GÖRÜŞÜ ALINMASI HAKKINDA YARGITAY İÇTİHATLARI
Taraflar arasında görülen davada….Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 26/12/2014 tarih ve 2012/250-2014/348 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 29/03/2016 günü hazır bulunan davacılar vekili Av…. ile davalılar vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
1-Dava, davalı şirket adına tescilli markaların devri, olmadığı taktirde hükümsüzlüğü, internet alan adının iptali yahut devri, ticaret unvanın terkini ile marka hakkına tecavüzün, haksız rekabetin önlenmesi istemlerine ilişkindir.
Yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere mahkemece, uzman görüşüne itibar edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
6100 sayılı HMK’nun 293. maddesinde “tarafların, dava konusu olayla ilgili olarak, uzmanından bilimsel mütalaa alabileceği, sadece bu nedenle ayrıca süre istenemeyeceği, hakimin, talep üzerine veya resen, kendisinden rapor alınan uzman kişiyi davet ederek dinlenilmesine karar verebileceği, uzman kişinin çağrıldığı duruşmada hakimin ve tarafların gerekli soruları sorabileceği, uzmankişinin çağrıldığı duruşmaya geçerli bir özrü olmadan gelmemesi halinde hazırlamış olduğu raporun mahkemece değerlendirmeye tabi tutulmayacağı” hükmü düzenlenmiştir. Buna göre tarafların bilirkişi dışında uzmanından bilimsel nitelikli görüş almaları mümkün olup, böylece özel ve teknik konularda tarafların uzman görüşünden yararlanmaları, iddia ve savunmalarını bu görüşlerle desteklemeleri mümkün olacaktır. Uzman kişinin dinlenilmesi imkanının getirilmesiyle bir yandan uzmanlık gerektiren konuların daha iyi aydınlatılması, diğer yandan çelişkili ya da eksik veya yanlış bilgilerle yargılamanın önüne geçilmesi amaçlanmıştır.
Somut uyuşmalıkta davacılar vekilince,…’den alınan ve 26.12.2014 tarihli celse dosyaya ibraz edilen mütala mahkemece, uzman görüşü olarak değerlendirilmiştir. Davalılar vekili ise söz konusu mütalaayı inceleyip beyanda bulunmak üzere süre talep etmiştir. Anayasa’nın 36’ncı maddesine göre herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı merciileri önünde iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. Adil yargılanma hakkı hak arama özgürlüğünün uygulamaya yönelik uzantısı niteliğindedir. Somut uyuşmazlıkta davalılar vekilinin, davacı tarafın ibraz ettiği mahkemenin de uzman görüşü olarak nitelendirdiği uzman görüşüne karşı beyanda bulunması için gerekli ve makul süre verilmeden yukarıda özetlendiği şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu durumda mahkemece, HMK’nun 293. maddesinde öngörülen usul ve esaslara uyulup, davalılar vekiline savunma hakkı tanınarak oluşacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken HMK’nun 293. maddesi hükmü nazara alınmadan ve savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğuracak şekilde işlem yapılıp yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek olmadığına, takdir olunan 1.350 TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınıp davalılara verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 31/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Taraflar arasında görülen davada … Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 21.05.2015 tarih ve 2014/126-2015/77 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmaması ile dava konusu … no’lu çoklu tasarım belgesi ile tescilli 3 no’lu tasarımın yenilik ve ayırt edicilik vasfına haiz olmadığının belirlenmiş olmasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, davalı adına çoklu tasarım belgesi ile tescilli tasarımların hükümsüzlüğü istemine ilişkin olup, mahkemece benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda dava konusu çoklu tasarım belgesinde yer alan 1 ve 2 no’lu tasarımların da hükümsüzlüğüne karar verilmiştir. Ancak, davalı tarafça bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi verilmiş ve ekinde uzman görüşüne dayanılmıştır.
Bu durumda, mahkemece, uyuşmazlık konusu 1 ve 2 no’lu tasarımlar bakımından davalının rapora itirazlarının karşılanması ve bilirkişi raporu ile uzman görüşü arasındaki çelişkinin giderilmesi için 6100 sayılı HMK’nın 293. madde hükümleri de nazara alınmak suretiyle inceleme ve değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 04.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 25/06/2013 gün ve 2010/199 – 2013/166 sayılı kararı onayan Daire’nin 18/11/2014 gün ve 2013/16851 – 2014/17841 sayılı kararı aleyhinde asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekili tarafından karar düzeltmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Yargılama sırasında yürürlüğe giren ve somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 293. maddesinde, tarafların, dava konusu olayla ilgili olarak uzmanından bilimsel mütalaa alabilecekleri düzenlenmiş olup hakimin bu delili serbestçe değerlendirebileceği kuşkusuzdur. Bu itibarla, mahkemece alınan bilirkişi raporları ile sunulan uzman görüşü arasındaki çelişki giderilerek ve gerekirse anılan maddenin ikinci fıkrasında düzenlenen, hakimin rapor alınan uzman kişiyi davet ederek dinleyebileceği imkanı da gözetilerek, oluşacak sonuç çerçevesinde çelişkiyi giderecek şekilde gerektiğinde içerisinde kimya mühendisinin de olduğu yeni bir uzman bilirkişi heyetinden rapor alınarak karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmediğinden asıl davada davalı-birleşen davada davacı İleri E. K. Sanayi A.Ş. vekilinin bu yöne ilişen karar düzeltme itirazının kabulü ile Dairemizin 18.11.2014 gün ve 2013/16851-2014/17841 karar sayılı onama ilamının kaldırılarak, yerel mahkeme kararının anılan nedenle asıl davada davalı-birleşen davada davacı İleri E. K. Sanayi A.Ş. yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle asıl davada davalı-birleşen davada davacı İ. E. K. Sanayi A.Ş. vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 18.11.2014 gün ve 2013/16851-2014/17841 karar sayılı onama ilamının kaldırılarak, yerel mahkeme kararının asıl davada davalı-birleşen davada davacı İleri E. K. Sanayi A.Ş. yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin, temyiz ilam ve karar düzeltme harcının isteği halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 01/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.