Asgari ücretin ve toplu iş sözleşmelerinin uygulanması kamu düzeniyle ilgili olduğundan bir talep olmasa dahi resen göz önünde tutulması zorunludur.
Öte yandan, kamu düzeni ile ilgili konularda usuli kazanılmış haktan söz edilemez.
YARGITAY 21. Hukuk Dairesi
2015/4239 E., 2015/9541 K.
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi ve duruşma talep edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
KARAR
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, maddi ve manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Zararlandırıcı sigorta olayına maruz kalan sigortalının tazminatının hesabında hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan asgari ücretin esas alınması zorunludur. Öte yandan asgari ücret kamu düzenine yönelik olduğundan hakim bu hususu re’sen nazara almakla yükümlüdür. Oysa Mahkemece hükme esas alınan hesap raporunda hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan asgari ücretin esas alınmadığı görülmektedir.
Yapılacak iş; hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan asgari ücretteki artış miktarı nazara alınarak yeniden sigortalının tazminatını belirlemek ve belirlenen bu tazminattan Kurum tarafından bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin ve geçici iş göremezlik tazminatının işverene rücu edilebilir miktarının indirilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir. O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 30/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY
21. Hukuk Dairesi
2015/10168 E., 2015/12475 K.
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
KARAR
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre; davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, zararlandırıcı sigorta olayı sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, 11.600,00 TL maddi tazminatın 17.04.2008 tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden; …Başkanlığı tarafından olayın iş kazası olduğunun tespit edildiği, davacı sigortalının 16.04.2008 tarihinde geçirmiş olduğu iş kazası nedeniyle sürekli iş görmezlik oranının %21,2 olduğu, davacının 16.04.2008 – 14.09.2008 dönemleri arasında geçici iş göremezlik durumuna düştüğü, mahkemece hükme esas bilirkişi kusur raporunda davacı sigortalının %30 oranında müterafik kusuru bulunduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır. İlke olarak iş kazası veya meslek hastalığı sonucu sürekli işgöremezliğe uğrayan sigortalının veya ölümü halinde hak sahiplerinin maddi zararı hesaplanırken öncelikle tazminat hesabını doğrudan etkileyecek olan sigortalının gerçek ücretinin açıkça saptanması gerekmektedir. Gerçek ücret, işçinin kıdemi, yaptığı işin özelliği ve niteliğine göre işçiye ödenmesi gereken ücrettir. Gerçek ücretin saptanmasında işyeri kayıtları, ücret bordroları araştırılmalı, bordrolardan ücretin saptanamaması durumunda işçinin yaşı, kıdemi, mesleki durumu, emsal işçilerin aldığı ücret gözönünde tutulmalı, gerekirse meslek kuruluşu ve odalardan durum sorularak gerçek ücret saptanmalıdır.
Davacının kaza tarihi ve sonrasında davalı işyerinde çalışmaya devam ettiği saptanır ise işyerinden imzalı ücret bordroları getirtilerek bilinen ücretlere göre hesap yapılması gerekir.
İşyerinde toplu iş sözleşmesi uygulanıp uygulanmadığı ve uygulanmakta ise sigortalının sendika üyesi olarak veya dayanışma aidatı ödemek suretiyle toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanmadığı mutlaka belirlenmelidir. Asgari ücret ile varsa toplu iş sözleşmesinin uygulanması kamu düzenine ilişkin olup talep olmasa dahi re’sen uygulanması gerektiğinden olay tarihinden hüküm tarihine kadar işyerinde uygulanmakta olan tüm toplu iş sözleşmeleri getirtilerek tazminatın belirlenmesinde esas alınmalıdır. Kamu düzenine ilişkin hususlarda usuli kazanılmış haktan söz edilemez. Bunun yanı sıra maddi tazminat hesabında geçici iş göremezlik dönemini de kapsayan bilinen dönem zararı gerçek ücrete göre hesaplanmalıdır.
Öte yandan, hükme esas alınacak hesap raporunun açıklayıcı ve Yargıtay denetimine elverişli olması gerektiği Yargıtay’ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir.
Somut olayda, 20.01.2015 tarihli hesap bilirkişi raporlarına karşı davalı vekili 05.02.2015 havale tarihli dilekçesinde
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 01/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY
21. Hukuk Dairesi
2015/15369 E., 2016/9054 K.
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
KARAR
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere, kanuni gerektirici nedenlere, göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, iş kazası sonucu meydana gelen sürekli iş göremezlik nedeniyle sigortalının maddi ve manevi zararının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece maddi ve manevi tazminat taleplerinin kısmen kaBulüne karar verilmiştir. Maddi zararın hesabında hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan asgari ücretin esas alınması zorunludur. Asgari ücret kamu düzenine ilişkin olduğundan, hakim bu hususu resen nazara almakla, yükümlüdür. Somut olayda mahkemece 14.05.2015 tarihinde hüküm kurulmuş, hükme dayanarak alınan hesaba ilişkin bilirkişi raporunun ise 22.10.2012 tarihli olduğu, raporun tanzim tarihinden sonra yeni asgari ücretlerin yürürlüğe girdiği, bu nedenle yukarıdaki açıklama gözönüne alındığında hükme dayanak alınacak nitelikte olmadığı görülmektedir.
Mahkemece yapılacak iş; hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan asgari ücretteki artışlar nazara alınarak ücretini yeniden tesbit ederek davacının yeniden maddi zararını belirlemek ve belirlenen bu zarardan Kurum tarafından bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin ve geçici iş göremezlik ödeneğinin rücu edilebilir kısmının tenzili suretiyle sonuca gitmektir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davalıya yükletilmesine, 26.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY
21. Hukuk Dairesi
2015/15487 E., 2016/9538 K.
Davacılar, murisinin iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Halide Yıldız Kaya tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
KARAR
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere, kanuni gerektirici nedenlere, göre, davalılar vekillerinin tüm, davacılar vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece davacı eşin maddi tazminat talebinin kabulüne, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, davacı çocuk İsmail’in maddi tazminat talebinin reddine ve davacı çocukların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Maddi zararın hesabında hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan asgari ücretin esas alınması zorunludur. Asgari ücret kamu düzenine ilişkin olduğundan, hakim bu hususu resen nazara almakla, yükümlüdür.Somut olayda mahkemece 24.06.2015 tarihinde hüküm kurulmuş, hükme dayanarak alınan hesaba ilişkin bilirkişi raporunun ise 05.05.2013 tarihli olduğu, raporun tanzim tarihinden sonra yeni asgari ücretlerin yürürlüğe girdiği, bu nedenle yukarıdaki açıklama gözönüne alındığında hükme dayanak alınacak nitelikte olmadığı görülmektedir.
Mahkemece yapılacak iş; hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan asgari ücretteki artışlar nazara alınarak davacı eş ve çocuğun yeniden maddi zararını belirlemek ve belirlenen bu zarardan Kurum tarafından bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin rücu edilebilir kısmının tenzili suretiyle sonuca gitmektirO halde, davacılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davalılara yükletilmesine, 09.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.